Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı
Prevantif Onkoloji Bölümümüz hastanemizde ve ülkemizde kanser yükünün belirlenmesi, bireylerde kanser riskinin değerlendirilmesi, bireyin çevresinde kansere yol açabilecek bireysel etkilenimlerin ve bunların kansere yol açma mekanizmalarının kontrolü yoluyla kansere yakalanmanın önlenmesi (primer korunma), rutin klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri ve taramalar aracılığıyla kanserin erken tanı ve tedavisinin sağlanması (sekonder korunma), kansere yakalanmış hastalar ile ailelerinin kanser tanısı ve tedavisinin oluşturduğu stresle başedebilmelerinin sağlanması yoluyla ruh sağlıklarının ve yaşam kalitelerinin korunması veya iyileştirilmesi (tersiyer korunma) ve bu konularda gerekebilecek yaşam tarzı değişiklikleri üzerine eğitim ve danışmanlık verilmesi hizmetlerini planlayan, sunan ve bu hizmetlerin etkilerini değerlendiren bölümdür.
Bölümümüzde hizmet vermekte olan alt birimlerimiz şunlardır:
• Sigara Bırakma Ünitesi
• Kanser Kayıt Destek Birimi
• Kanser Riski Değerlendirme ve Erken Tanı Planlama Birimi
• Yaşam Kalitesi Değerlendirme Birimi
• Psikososyal Onkoloji Birimi
İsmail Çelik MD.
Prof.Dr.
Mustafa Erman MD.
Prof.Dr.
Mutlu Hayran MD.
Prof.Dr.
Ömer Dizdar MD.
Prof.Dr.
BİREYE YÖNELİK
-
• Bireyin kanser riskinin değerlendirilmesi
-
• Bireylere sigara bıraktırma hizmetinin sunulması
-
• Risk düzeyine göre kişiye özel bireyselleştirilmiş tarama programı hazırlanması
-
• Hastaların yaşam kalitelerinin değerlendirilmesi
-
• Hastalara psikososyal destek sağlanması
-
• Kanserden korunma ile ilgili bireysel ve grup eğitimlerinin gerçekleştirilmesi
TOPLUMA YA DA ÖZEL GRUPLARA YÖNELİK
-
• Hastane kanser kayıt sisteminin yürütülmesi
-
• Kanserden korunma ile ilgili kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulunulması
-
• Tarama ilkelerinin belirlenmesi ve hizmet verilen topluluklara uygulanması
-
• Mesleksel kanser risklerinin değerlendirilmesi ve meslek gruplarının bu yönde eğitimi
-
• Kanser hastalarına sosyal ve psikolojik desteğin sağlanması için gerekli planlamaların yapılması
-
• Bireylerden, kurumlardan veya medyadan yönlendirilebilecek kanserden korunma ile ilgili sorulara danışmanlık hizmetlerinin verilmesi
-
• İlgili bireylere akademik düzeyde prevantif onkoloji ile ilgili derslerin verilmesi
-
• İlgili alanlardaki kanser araştırmalarına metodolojik desteğin sağlanması
Günümüzde tütün en öldürücü madde ve sigara da en önemli bağımlılık nedenidir. Halen dünyada 1 milyar kişi sigara içmektedir. Sigara içenlerin yaklaşık yarısı sigaraya bağlı bir nedenden ölmekte, sigara içen her 5 kişiden biri akciğer kanseri olmaktadır. Sigara içen bir kişinin yaşam beklentisi içmeyen birine göre ortalama 10 yıl daha kısadır. 21. yüzyılda 1 milyar kişinin sigaraya bağlı nedenlerle öleceği kestirilmektedir ki; bu rakam bugüne kadar dünya üzerindeki herhangi bir savaş, felaket veya hastalık nedeniyle ölen insan sayısından fazladır. Bu haliyle sigara kullanımı, dünyadaki en önemli salgın hastalıktır ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından da bir numaralı sağlık problemi olarak tanımlanmıştır.
Tütün kullanımının sınırlandırılmasında en etkili yöntem, sigaraya hiç başlanılmamasını sağlamaktır. Bu da ancak adolesan ve genç erişkinlerin eğitimi ile mümkün olabilir, ancak bu yaklaşımın önünde de pek çok sosyal ve psikolojik bariyer vardır.
Sigaranın zararlarının daha fazla bilinir hale gelmesiyle, sigara içen insanların önemli bir kısmı sigarayı bırakmak ister hale gelmişlerdir. Ancak tütünün yarattığı bağımlılık düzeyi o kadar ciddidir ki, herhangi bir destek almadan sigarayı bırakmayı deneyenlerin sadece %5'i bir yıl sonunda sigara içmez halde bulunurlar. Sigarayı bırakmaya kararlı bir kişi ortalama sekiz denemenin sonunda başarılı olur, ancak bırakabilenlerin önemli bir kısmı maalesef ciddi bir sağlık sorunu geliştikten sonra sigaradan tamamen kurtulabilmektedir. Sigara bırakma desteği konusunda uzmanlaşmış kişi ve kliniklerin yardımıyla başarı oranı belirgin şekilde arttırılabilmektedir.
Sigarayı bırakmaya çalışan kişilere sağlanacak olan danışma ve psikolojik desteğin katkısı azımsanmamalıdır. Sigara bıraktırma konusunda uzmanlaşmış kişi ve kliniklerin desteğiyle yapılan bırakma girişimlerinin başarı şansı, hiç destek almadan yapılanlara göre yaklaşık 2 kat daha yüksektir. Bu klinikler genellikle farmakolojik destek de sağlamakta, böylece de başarı şansını daha da yükseltmektedirler.
Klinik vizitler ve telefon konuşmaları ile kişilere sigarayı bırakmanın önemi ve faydalarının hatırlatılması ve bu bilgilerin pekiştirilmesi, kendilerinin bırakma isteklerinin gerekçelerinin somutlaştırılması ve en önemlisi de nikotin yoksunluğu belirtileriyle başa çıkabilme yöntemlerinin öğretilmesi ve desteklenmesi temel hedeflerdir. Motivasyonun arttırılmasında grup toplantıları özellikle etkili görünmektedir. Tekrarlayan bırakma girişimleri sonucunda başarısız olan kişilere davranış tedavileri de uygulanabilir.
Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Hastanesi Sigara Bırakma Ünitesi, sigarayı bırakmaya karar verdiğiniz andan itibaren konusunda uzman hekimler, psikososyal destek uzmanları ve sağlık personeli ile size en doğru tıbbi ve profesyonel desteği sağlayarak sigarayı bırakmanıza yardımcı olmak üzere tam donanımlı bir klinik hizmeti sunmaktadır. Sigara Bırakma Ünitesi'ne sağlık kurumunuzdan alacağınız sevk ile başvurduğunuzda gerekli görüldüğü takdirde kan tahlilleri, nefes karbonmonoksit ölçümleri, gereken diğer kliniklere konsültasyonlar ve görüntüleme yöntemleri ile, herhangi bir ekstra ücret ödemeden komple bir sağlık değerlendirmesi yapılmaktadır. Gerekli klinik muayenelerin ardından size uygun medikal tedavi ve psikososyal destek karşılıklı görüşmelerle planlanmaktadır.
Kanserli hastalara ait verilerin toplanması ve bildirilmesi, coğrafi varyasyonlar gösteren kanser hastalığının büyüklüğü ve özelliklerinin her ülkede doğru olarak tanımlanması için gereklidir . Bilgisayar kullanımının yaygınlaşması bu sistemlerin kolaylıkla oluşturulması ve dünya çapında standart kayıt sistemlerinin kurulabilmesine olanak sağlamıştır. Ülkemizde, kanser kayıt sistemlerinin kurulmasından çok işletilmelerinde zorluklar bulunmaktadır ve hastane tabanlı çalışmalarda dahi beklenenin çok altında kanser kaydı yapılabilmektedir. Bu zorluklar özellikle aynı hastanedeki farklı birimler arasındaki veri toplama sırasındaki farklardan ve form doldurulmasının her hasta gelişinde yapılan işler arasında yer alamamasından kaynaklanmaktadır. Farklı birimlerde toplanan verilere bu konu için özel olarak eğitilmiş kanser kayıt elemanlarınca aktif toplama yoluyla ulaşılıp verilerin bilgisayar ağı destekli olarak kontrollerinin yapılması ve eksik bilgilerin tamamlanması, toplanan verilerin de belli aralıklarla kanser kayıt sistemi veri tabanına aktarılması bu problemleri büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır.
Kanser Kayıt Sistemleri kanserli hastalardan verilerin sistematik olarak toplanması, saklanması, analizi, yorumlanması ve bildirilmesi için oluşturulmuş sistemlerdir. Kanserli olgularda yapılacak her tür araştırmaya düzenli bir kanser kayıt sisteminin büyük katkıları olacağı tartışılmazdır. Özellikle ileriye dönük araştırmalarda, gelişmekte olan ülkelerde hasta takibi aşamasında kabul edilemez oranlarda kayıp olduğu düşünülürse sadece takipteki katkıları bile kanser kayıt sistemlerini çok önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkarmaktadır. Ayrıca sağlık politikalarının belirlenmesinin önem kazandığı günümüzde güvenilir veri tabanlarının sağlık hizmetlerinin planlanmasında ciddi katkıları olmaktadır. Hastane yönetiminde de bilgisayar kullanımının en yararlı şekilde hizmete sokulduğu çalışmalar literatürde yer almaktadır. Kanser kayıt sistemleri hastane tabanlı ve nüfus tabanlı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri hastanelerde oluşturulur ve sadece o hastanede görülen kanserli hastaların kayıtları ile ilgili bilgileri taşır. Temel amaçları kanserli hastaların aldıkları tedaviler ve sonuçları gibi verilere kolay ulaşım sağlayarak hastane hizmetlerine katkıda bulunmaktır. Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemleri ise tanımlanmış bir nüfus içerisinde kanser hastalığına yakalanmış tüm hastalar ile ilgili verileri toplar. Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemleri insidans ve mortalite hızlarının ortaya konmasını sağlayarak epidemiyoloji ve halk sağlığı ağırlıklı olmak üzere hizmet verir.
Nüfus Tabanlı Kanser Kayıt Sistemleri
Bu tür sistemler belli bir bölgenin yerlileri ile yerli olmayanları ayırt etmek zorundadırlar. Ayrıca her vaka hakkında aynı vaka ile ilgili birden fazla kayıt olmasını önleyecek kadar bilgi içermelidirler. Tüm sağlık birimlerinin ve sağlık personelinin işbirliği sağlaması iyi işleyen bir kanser kayıt sistemi için çok önemli bir unsurdur. Ancak böyle bir işbirliği ile sağlıklı ve geçerli bilgilerin elde edilmesi mümkün olacaktır. Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemleri her yeni ortaya çıkan kanser olgusu ile ilgilendiği ve bunu risk altındaki nüfusu tanımlamak için kullandığı için, yaş ve cins bilgilerini doğru olarak gösteren nüfus sayımlarının da o bölge için var olması gerekmektedir.
Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemlerine veri akışı aşağıdaki kaynaklardan olmaktadır:
• Tedavi hizmetlerinden elde edilen veriler; kanser merkezleri, büyük hastaneler, özel klinikler, bakımevleri, pratisyen hekimler.
• Tanı merkezlerinden elde edilen veriler; bilhassa patoloji laboratuvarları olmak üzere hematoloji, biyokimya, immünoloji laboratuvarları.
• Ölüm sertifikaları ve ölüm kayıt sistemleri.
Bilgi bu kaynaklardan iki yöntemle elde edilebilir. Aktif Toplama: Bu kayıt sisteminde çalışmakta olan personelin veri kaynaklarını düzenli ziyaretleri ve gerekli verileri ilgili formlara toplamaları ile yapılır. Pasif Bildirim: Sağlık hizmetleri çalışanlarının kayıt sistemi tarafından geliştirilmiş ve dağıtılmış olan formları doldurmaları ya da hasta epikrizlerinin bir örneğini kayıt merkezine yollamaları yolu ile yapılır. Her iki yöntemle toplanan veriler kayıt sistemleri içerisinde kullanılmaktadır. Hastanelerdeki Tıbbi Kayıt Birimleri de önemli kayıt kaynakları arasındadır.
Her vakaya kayıt sistemi tarafından ayrı bir "kanser kayıt numarası" verilmelidir. Eğer bir hastanın birden fazla primer tümörü var ise iki tümöre de ayrı kanser kayıt numarası girilmelidir. Ad-soyad, cins, yaş ve adres önemli temel bilgilerdir. Adres özellikle yaşanılan yer durumunun belirlenmesi ve takip amaçları için önemlidir. Yaş, kanser insidansının tanımlanmasında çok değerli bir belirleyicidir. Kanserin ortaya çıkış tarihi, kanser nedeniyle ilk olarak hastaneye başvurulan ya da konsültasyon istenen tarih olarak kabul edilmeli ve böylece kayıtlardan gerektiğinde kontrol edilebilir bir veri olmalıdır.
Bu bilgi elde edilemediği takdirde sadece şu tarihler ortaya çıkış tarihi olarak kullanılabilir; tanı tarihi, ilk patoloji raporunun tarihi, kanser ilk olarak ölüm sertifikasından ya da otopsi yolu ile farkedilmiş ise ölüm tarihi. Kullanılan en geçerli tanı yönteminin sorulması insidans hızlarının güvenilirliğini değerlendirmesine olanak tanır. En azından tanının mikroskobik olarak konulup konulmadığı kaydedilmelidir. Tümörün yerleşimini ve morfolojisini ICD-O (International Classificiation of Diseases - Oncology) klasifikasyonuna göre tanımlamak gereklidir. Tümörün yerleşiminde primer tümörün yeri belirtilmelidir. Bu veri kaydedilen en önemli bilgidir ve kanser kayıt sistemi verisinin sınıflandırılmasındaki temeli oluşturmaktadır. ICD-O klasifikasyonunda kullanılan morfoloji kodu tümörün histolojik tipini ve davranışını tanımlamaktadır.
Veri tabanına dahil edilmesi tercihe bağlı olan maddeler arasında; hastalığın tedavi öncesinde ne kadar yayılmış olduğu, tedavi yöntemleri ve çeşitli takip kriterleri yer almaktadır. Verinin elde edildiği kaynak ile ilgili ayrıntılı bir kod listesi her kanser kayıt sisteminde bulunmalıdır.
Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemleri elde ettiği bulguları ve varılan sonuçları kanser insidans raporları, özel bazı raporlar ve bilimsel dergilerde makaleler halinde yayınlamalı ve bu yolla topladığı bilgileri kullanıcılara iletmelidir. Bu raporlar kanser kayıt sistemi ile ilgili özellikleri, kayıt yöntemlerini, dahil edilen nüfus ve yerleşim bölgesi ile ilgili tanımları, istatistiki yöntem ve metodları ve bulguları içermelidir. Verilerin tablo ve grafik yöntemler ile sunulması gereklidir.
Her basamaktaki epidemiyolojik araştırma tanımları bakımından kanser kayıt sistemlerinin verilerinden büyük destek görebilecek niteliktedir.
Hastane Tabanlı Kanser Kayıt Sistemleri
Hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri ve Tıbbi Kayıt Birimleri hastanelerde ihtiyaca yönelik kanser hizmetlerinin yerleştirilmesi ve değerlendirilmesinde en çok yararlanılan hastane tabanlı bilgi sistemlerinin temel öğeleridir. Aynı zamanda iyi çalışan nüfus tabanlı kanser kayıt sistemlerinin en önemli veri kaynaklarından biri de hastane tabanlı bilgi sistemleridir. Bunlardan Tıbbi Kayıt Birimleri, her hastanede olması gerekli olan, tüm hastane kayıtlarının saklanması, yeniden başvurulması ve analizi amacıyla tüm gelişmiş ülkelerde kurulmuş olan birimlerdir. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu birimler oldukça kısıtlı ve genellikle yığınlar halinde matbu kaydın saklandığı depolar şeklindedir. Hastane kayıtlarının önceden planlı, güvenilir ve kodlanmış halde saklandığı bu tür merkezlerin gerekliliği ülkemizde de hissedilir durumdadır. Bu birimler ayrıca hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri gibi özelleşmiş diğer sistemler için de önemli bir kaynak oluşturmaktadır.
Hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri hastane yönetimine, hastanenin kanser programına ve kanser hastasına yönelik hizmetler verir. Nüfus tabanlı kanser kayıt sistemlerinin veri kaynaklarından da bir tanesidir.
Hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri hastanede yıl boyunca görülen kanserler ile ilgili yıllık raporlar oluşturarak kanserin tiplerinin yerleşimi, görülme yaşı, evre dağılımı, tedavi yöntemleri, tedaviye cevapları ve yaşam hızları ile ilgili bilgiler verir. Bu veriler hastanede ileriye yönelik tedavi ihtiyaçlarının, malzeme ve personel gereksinmelerinin belirlenmesinde kullanılır. Klinikteki kanser araştırmalarına ve hastaların takibine de oldukça önemli katkıları vardır.
Hastane tabanlı kanser kayıt sistemleri ayrıca nüfus tabanlı sistemler için vakaların belirlenmesi, özetlenmesi, kodlanması ve analizi çalışmalarının işleyişi bakımından iyi bir model oluştururlar. Standart sistemler kurulabildiğinde değişik bölgelerdeki hastaneler arasında da kanser bilgilerinin karşılaştırılabilmesi imkanı oluşabilecektir.
Hacettepe Üniversitesi Kanser Kayıt Sistemine aşağıdaki bölümlerden hasta kaydı yapılması hedeflenmiştir.
• Beyin Cerrahisi
• Dermatoloji
• Erişkin Hematoloji
• Genel Cerrahi
• Göğüs Hastalıkları
• Göğüs Cerrahisi
• Göz Hastalıkları
• Kadın Hastalıkları ve Doğum
• Kalp ve Damar Cerrahisi
• Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları
• Medikal Onkoloji
• Nükleer Tıp
• Ortopedi ve Travmatoloji
• Patoloji
• Pediatrik Cerrahi
• Pediatrik Hematoloji
• Pediatrik Onkoloji
• Pediatrik Patoloji
• Plastik ve Rekonstriktif Cerrahi
• Radyasyon Onkolojisi
• Üroloji
Risk Değerlendirme birimi dahilinde bireylere bölümümüzce hazırlanan Kanser Risk Belirleme Anketi uygulanarak verilen yanıtlardan kanser riski oluşturabilecek kişisel, ailesel veya yaşama biçimi özellikleri ile önemli tarama programları hakkındaki bilgi, tutum ve davranış düzeyleri belirlenmektedir. Bu değerlendirme sonrasında gerekli muayene ve incelemeler yapılarak lüzumu halinde davranış değiştirme önerileri verilmekte ve bireye özel ideal tarama planlaması yapılarak kendisine sunulmaktadır.
Prevantif Onkoloji kavramının içinde yer alan primer koruma anlayışına göre, kanser daha oluşmadan önce gerekli değerlendirmeler yapılarak kişinin yaşam tarzı düzenlemeleri ile kanserden korunma yönünde oldukça önemli mesafe katedilebilmektedir. Bu düzenlemeler öncesinde kişi tam bir fizik muayeneden geçirilmekte, gerekli tüm tahlil ve görüntüleme yöntemleri uygulanmakta, ayrıca kişisel alışkanlıklarla çevresel ve mesleki risk faktörleri değerlendirilmektedir. Sonuçlara göre kişiye özel bir korunma planı ortaya çıkarılmaktadır.
Erken Tanı birimimizde ise uzun vadeli maruz kalımlar neticesinde meydana gelmesi muhtemel kanserlere yönelik olarak erken tanı programları oluşturulmakta, kişiler düzenli bir tarama programına dahil edilmek suretiyle uzun vadeli bir takip sürecine sokulmaktadır. Böylece, gelişebilecek bir kansere karşı en erken dönemde tedaviye başlanabilmektedir.
Unutulmamalıdır ki, kanserden korkulmamalı, geç kalmaktan korkulmalıdır.
Bir hastanın takibinde objektif tıbbi değerlendirmelerin yanındaki en önemli kriterler arasında, hastanın kendisini ne düzeyde iyi hissettiği ve sağlık durumunun kendi hayatındaki aktivitelerini kendi memnun olacağı düzeyde yapabilmesine ne oranda müsaade ettiğinin belirlenmesi yer alır. Bireyin yaşam kalitesinin değerlendirilmesi olarak adlandırılan bu belirleme her kanser tipine özel olarak yurt dışında geliştirilmiş ve uygun çalışmalarla ülkemize uyarlanmış Yaşam Kalitesi Ölçekleri kullanılarak rutin uygulamada doktorların hastalığı takip etmesine yardımcı olacak şekilde bölümümüzce yapılmaktadır.
Psikososyal Onkoloji Biriminde bireysel görüşmelerle:
• Hasta ve ailelerin hastalıkla birlikte ortaya çıkan yaşam değişimlerine uyumlarına,
• Duygusal yükün hafifletilmesine,
• Tedavi sürecine uyumun artırılmasına,
• Yaşam kalitesinin olabildiğince korunmasına,
• Problem çözme becerilerinin artırılmasına,
• Destek sistemlerinin fark ettirilmesi ve harekete geçirilmesine,
• Çatışma çözümü ve baş etme gücünün artırılmasına
yönelik danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Hastaların "Günlük Yaşam Kalitesi" değerlendirmesi yapılarak günlük yaşamdaki sorun alanları belirlenmektedir.
Gerektiği durumlarda hastalar Psikiyatri Polikliniğine yönlendirilmektedir.
Birimimizden hasta ve aileleri yanı sıra, Sigara Bırakma Programına katılan bireyler ve çalışan personel de destek alabilmektedir. Sigara Bırakma Programı Destek Grupları devam etmektedir.
Kanserde klinik araştırmalar, diğer tüm tıp branşlarında olduğu gibi kanseri önlemede ya da kanserle ilgili sağlık sorunlarını en aza indirmede en önemli bilgi kaynaklarımızdır. Bu araştırmalar zaman zaman toplum bazında sağlıklı bireylerde kanseri önleme odaklı, zaman zaman da kanser hastalarında hastalığı iyileştirmek ya da hastalığı birlikte yaşanabilen sıradan bir problem haline getirme hedefli olarak gerçekleştirilir. Birçok araştırma dünyada yeni geliştirilen kanser tedavilerini ücretsiz olarak Türkiye'deki kanserli hastalarla tüm dünya ile aynı anda buluşturabilecek yapıdadır.
Durum böyle iken, toplumumuzdaki yanlış bir kanı bu çalışmalarda hastaların kobay gibi kullanıldığıdır. Halbuki tüm klinik araştırmalar bu araştırmaların ancak daha ağırlıklı yarar sağlayabilecek nitelikte olup olmadığını kontrol eden konusunda uzman bireylerden oluşan Etik Kurul'ların onayını almaksızın yapılamazlar. Yüzlerce kişi ile yapılan bu çalışmalar sayesinde de ancak verimliliği kesin olarak önceden kullanılan tedavilerden daha üstün olan tedavi yöntemleri klinik kullanıma girebilir.
Asıl tehlikeli olan, toplumda kabul görmüş çok büyük bir yanlış uygulama ise, etkinliği bilimsel çalışmalarla gösterilmemiş, zararlı olup olmadığına dair istatistikler dahi toplanmamış olan birçok yöntemin kontrolsüz biçimde uygulanmasıdır. Bu tip uygulamalar bazen kendine duyduğu büyük bir güven gösterisi ile yeteneği sadece elindeki ürünü satma becerisi olan, sağlık eğitimi ile hiçbir ilgisi olmadığı halde herhangi bir yerden bulduğu beyaz önlüğü üstüne geçirip baharatçı, bitkici dükkanı gibi ortamlarda sağlık sattığını iddia eden bireyler tarafından, bazen de sağlık personeli olmakla birlikte yetkin olmadıkları alanlarda muhtemelen zaten tedavi altındaki bireylere fazladan bazı başka bitki, baharat veya sentetik ürünleri büyüsel bir sunuşla tavsiye eden ve zaten aldıkları medikal tedaviler nedeniyle fayda görecek olan kişilerdeki tedavi başarısını gerçekte hiçbir yararı olmayan kendi önerdikleri ürünlerin başarısı imiş gibi pazarlayarak kısa yoldan ün ve para kazanmak isteyen bireyler tarafından yapılmaktadır. İşte esas bu durumlar insan hayatının hiçe sayılarak üzerinde deneme yanılma ile iş yapıldığı, herhangi bir sağlık standartı veya denetiminden uzak müdahalelerdir.
Kanser, hak ettiğinden daha fazla toplumsal veya bireysel korku yaratan bir hastalık olduğundan özellikle kanser hastaları bu çağ dışı müdahalelere muhtaç olduklarını hissetmekte ve daha fazla maruz olmaktadırlar. Kanser ilaçları gelişiminde her noktası bilgi ile bezenmiş, çok üst düzey eğitimli bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sayesinde fayda sağlayacağı ispatlandıktan sonra kullanıma sokulan ürünlerdir. Milyonlarca molekülün taraması sonucunda milyarlarca liralık harcamalar ve yıllar süren araştırmalar sonucunda her yıl ancak birkaç ilaç insanlarda tedavide kullanılmaya layık bulunarak insanlığın hizmetine sunulabilmektedir. Bilime dayalı böylesi ağır bir araştırma düzeni içinde geliştirilen ilaçların yerine, gereksiz bir korku veya ümitsizlik duygusuyla sadece yetkisiz kişilerin kanaatine bağlı olarak önerilen ürünlerin tercih edilmesi hastalarımızın ve kanserden korunmaya çalışan bireylerin yapacakları çok önemli bir hata olacaktır.
Anabilim dalımız içindeki ilgili ünitemiz de ülkemizde bu tip araştırmaların yüksek kalitede yürütülebilmesine destek vermek amacı ile kurulmuştur. Yürütülen araştırmalar ile ilgili bilgi almak için Anabilim Dalımızı +90 (312) 305 43 30 numaralı telefondan arayabilirsiniz.
Kalıtsal kanserler tüm kanserlerin yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır. Ailede birden fazla nesilde kanser görülmesi, toplumun geneline göre daha erken yaşta kanser tanısı konulması, bireylerde birden fazla kanserin bir arada bulunması ve kanserin vücutta çift taraflı olarak görülmesi kalıtsal kanser sendromları için yönlendiricidir. Kalıtsal kanser riskinin belirlenmesi, risk altındaki bireylere genetik danışmanlık verilmesi ve genetik test yapılması sonucu elde edilen verilere göre risk azaltıcı müdahalelerin uygulanması, kanser ve kansere bağlı ölüm riskinin azaltılmasında önemlidir. Ayrıca bu testlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda multidisipliner takip gerektiren durumlar ortaya çıkabilmekte ve sonucunda doğru zamanda doğru yönlendirme imkanı sağlanabilmektedir. Çeşitli kanserlere yatkınlık oluşturan (kişide bulunduğu zaman toplumdaki diğer kişilere göre kanser ortaya çıkma riskini arttıran) birtakım genler ve bu genlerde yer alan değişiklikler tanımlanmış durumdadır.Genetik testlerin amacı kansere yatkınlık oluşturduğu bilinen genlerde herhangi bir değişiklik olup olmadığının belirlenmesidir. Özellikle meme ve kolon kanseri başta olmak üzere birçok kanserde değişen oranlarda ailesel olma olasılığı vardır. Ailesel kanser sendromlarının teşhisi, hem kanserli bireyin sonraki süreçte tedavi, izlem ve tarama planını etkiler, hem de bireyin ailesindeki diğer kişilerin de bu açıdan değerlendirilerek uygun tarama ve izlem programına alınmasını ve önleyici tedbirlerin alınmasını, olası bir kanserin de erken teşhis edilerek tedavi şansının artırılmasını hedefler.
Kanserde Genetik Danışmanlık ve Risk Değerlendirme Birimi Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı içerisinde hizmet vermektedir. Doktor yönlendirmesi ile veya bireysel başvuru yapılabilmektedir. Başvuran kişilere ilk değerlendirmede dosya açılır. Gerekli bilgilendirme yapılarak test öncesi yazılı onamı alınır. Kanser riski oluşturabilecek kişisel, ailesel veya yaşama biçimi özellikleri, tarama programları hakkındaki bilgi, tutum ve davranış düzeylerini belirlemeye yönelik ‘’Kanser Riski Değerlendirme Formu’’ doldurulur. Sonrasında 3 kuşak aile ağacı çizilir. İlk değerlendirme sonrasında American College of Medical Genetics and Genomics (ACMG) ve National Comprehensive Cancer Network (NCCN) kriterleri kılavuzluğunda olası bir kalıtsal kanser sendromuna yönelik uygun genetik testler istenir. Test sonucu pozitif çıkan kişilere bilgilendirici genetik danışmanlık hizmeti verilir.
Bölümümüzün ilk muayene ve kontrol randevuları, Hacettepe Onkoloji Hastanesi Klinikler Girişi 0 (sıfır). katta bulunan anabilim dalımıza bizzat başvurarak veya 444 4 444 numaralı telefondan alınabilmektedir. Sigara Bırakma Kliniği randevuları da aynı prosedürlerle verilmektedir. Sigara Bırakma Kliniği toplantıları ve muayeneleri her hafta Salı ve Cuma günleri sabah saat 09.00 da Anabilim Dalımız Eğitim Odasında yapılmaktadır. Anabilim Dalı çalışma saatleri 08.30-17.30 arasındadır. Resmi güvencesi olan hastalarımızın sevk ile başvurmaları yeterlidir.
Hacettepe Onkoloji Hastanesi Klinikler Girişi 0. kattaki Anabilim Dalımıza, Klinikler girişinden, Poliklinikler girişinden veya -2 girişinden ulaşılabilir.
Telefon ve Faks Numaralarımız:
+90 (312) 305 4331 (Anabilim Dalı)
+90 (312) 305 3430 (Poliklinik)
+90 (312) 305 3432 (Poliklinik)
+90 (312) 306 4312 (Faks)
e-Posta: prevonko@hacettepe.edu.tr